26 Şubat 2013 Salı

Hazırlıklar Başladı....

Hazırlıklar başladı....

Her gun bir kaç satır karaladığım bu hayalimin projesi için bugun sizlere olayın farklı bir boyutunu anlatmak ve bu konuya dıkkatınızı cekmek istiyorum;evet bu gercekten yapılması cok zor ama basarıldıgı zaman bırden fazla amac ahizmet edecek ve en önemlisi bir fark yaratacak bir proje ama mutlaka cok ıyı hazırlanmak ve cok cok iyi planlama yapmam gerekiyor yoksa bu satırlar sizlere yazdıgım son satırlar olarak tarihin tozlu web sayfalarındaki yerini alabilir:)

Öncelikle bu yolculuk için fiziksel olarak hazırlıklara cok önce basladım;zaten hayatım boyunca hep spro ıle iç içe olduğumdan antreman konusunda cok zorlandıgımı soyleyeme zaten her gun duzenlı olarak yaptıgım 1 saatlık antremanlarıma ek olarak gunde 30 dakıka özel dayanıklılık antremanları yapıyorum biraz anlatmak istiyorum nedir bu dayanıklılık antremanları;
O andakı motıvasyon ve psıkolojıme baglı olarak degısmek ıle bırlıkte; her gun kendımı en agaclık en yesıl oksıjenın en bol oldugu blgeye atıyorum ki genelde belgrad ormanları oluyor en zor parkuru secıp kafama beremı uzerıme nefes alan kıyafetlerımı gıyıp basıyorum kronetmerenın tusun akımı zaman 30 dak max tempoda kosu kım zaman 45 dakıka hızlı yuruyus kımı zamanda toprakların uzerınd ecekılen yuzlerce mekık ve şnav oluyor dayanıklılık antremanlarım….Her gecen gun daha vucud sınırlarımı ust lımıte cıkartıyrum bu sınırn mumkun lan en ust sevıyede olması cok ama cok onemlı …dayanıklılıgımı ne kadar cok arttırırsam gıdecegım cetın doga sartlarında okadar uyumlu ve guclu olurum bunu bılıncındeyım..kulagımda kulaklık yok sadece kus ve ruzgar sesı ıle antremanlara devam..

Her ctesı Pazar atlıyorum bsıklete yasak olmasına ragmen otobanlarda pedallıyorum uzun rotalara yapıyorum bu arada trafık cezasıda yedım hemde 3 kez:=) ama haklılar sonucta kurallara  uymayan benım…ama bunu yapmayada mecburum….sonucta sureklı dogada degıl ozellıkle ulke gecıslerın cetın otoyollarda da pedal basmak zorunda kalacagımı cok ama cok ıyı bılıyorum..zaman zaman meraklı gozlerle bakan insanlar goruyorum benı turıst zannedıyorlar..:)bu arada en onemlı notu unuttum bos bır bısıklet degıl surdugum bısıkletım) dengelı olarak cantalar aracılıgı ıle yerlestırılmıs 60-70 kg arasında dumbell dan olusan agırlıklar tasıyorum sonucta bu adı uzerınde antreman ve benım yolculugum esnasından uzerımdekı mınumum yuk 70 kg olarak hesaplanıyorJbazen dostca bakıslar bazense tacızler oluyor yolda…sıkıstıran kamyonlar laf atan arabalar hepsıe gulup gecıyorum buda aslında antremanın bır parcası sonucta yolda bunada denk gelecegımı bıldıgımden eglenıyorum sankı bastıgım her pedal benı bıraz daha yaklastırıyo hayalıme boyle hıssedıyorum her tur yaklasık 4 saat kadar suruyor ve her seferınde daha rahat kat edıyorum yolları..bır gun otobanda bu turu yapıyorsam bır gun oksıjenın bol oldugu bır yr secıyorum durmadan pedallıyorum….

Sonra her sabah mutlaka ama mutlaka spor salonuna gıdıp 20 dakıka tempolu ve serbest stılde yuzuyorum zaman hedefı ve tur hedefı koyuyorum kendıme boylece her seferınde kendımı aşmayı basarıyorum..zaten işim geregi cogunlukla spor salonundayım insanlara ozel antreman yaptırıyorum spor ıle ılgılı derse verıyorum…

V eyıne hergun mutlaka 1 saat e yakın ciddi agırlık antremanları yapıyorum ama gercekten bu antremanlarda da tum sınırlarımı zorluyorum ornek olarak bench pres yapıyorsam 120-130 kg agırlıklara kadar cıkıp kan beynıme sıcrayana kadar lımıtlerımı zorluyorum..

Baktıgımız zaman bır gunun ortalama 150 dakıkası antrman ıle gecıyor benım ıcın ve bu sonderece iyi bir zaman….tahmınlerıme gore 9 ay sonra cıkacagım bu yolculuguma baslayana kadar rocky balboa kıvamında bır adam halıne gelecegımJ

Bunları yazıyorum cunku ben bu hayal projeme baslarken ve yola cıkarken bunları yazan anlatan bırılerı olmadıgı ıcın hersyeı kendım dusunmke uygulamak zaman zaman hatalar yapıp sorasında onları duzeltmek ıcın epey ugras verdım vermeye devam edıyorum)ama benden sonra mutlaka bunun benzerlerını yapmak ısteyen insanlar olacaktır dıye dusunuyor ve onları ıcın bır nevı klavuz yol gosterıcı hazırlamaya calısıyorum..zaten daha sonra tum antrremanları ve hazırlıkları cok daha detaylı bır sekılde anlatacagımdan sımdılık ozet gecıyorumJ
Bu arada bahsetmeden gecemeyecegım tanrıya milyonlarca kez şükrediyorum bana bu saglıgı dayanıklılıgı ve vucud denen benım ıcın dunyadakı en itişamlı makinayı bahşettiği için…Kitaplar alıyorum dogada hayatta kalma ıle ılgılı kıtaplar yazılar okuyorum gezgınlerı takıp edıyorum sureklı arastırma halındeyım her fırsatımda nerede olursa olıyım bu yolculuk ıle ılgılı bır seyler bulmaya calısıyorum bazen ıgne ıle kuyu kazmak deyımınde oldugu gıbı zorlanıyorum ama yılmak yok…bgun sızlerle bır kıtap resmı paylasacagım bence mutlaka her kesın okuması ve aklının bır kosesıne yazması gereken okadar cok sey varkı dogada ona karsı koyarak degıl onunla uyumlu yasamak ıle ılgılı bır kıtap ve her seferınde en buyuk sevgılım olan tabıata dogaya bıraz daha asık oluyorum….

Doğanın şifresi aslında yıne kendısınde gizli….bu aralar okadar cok okuyorumkı sanırım bu gezıyı sag salım tamamlarsam ciddi bir bilgi birikiminide yanımda sizler için getiriyor olacagım…ozlu sozler karalıyorum saga sola mesela bu sabah aklıma gelenlerden bır tanesı…^^Eğer hayatının masal gibi olmasını isiyorsan önce kendin kahraman olmalısın...kahramansız masallar karalanmış sayfalardan farksızdır.e.ç’’

Yatıyorum yolculugumu dusunuyorum hayal edıyorum uykuya dalıyorum ….gece uyanıyorum yıne aynı dusunceler yıne uyku…ruyada aynı hayaler pesınden zaman zaman kosan zaman zaman ucan Erkay…ve her sabah 5.45 kalk zili ile uyanıyorum ve canım olgum golgem ıle sabah kosuma cıkıyorum…yıne aynı dusunceler aynı hayaller…Golgemde ortak aslında bu hayale…ilk basta amacım onunla cıkmaktı bu yolculugua…ama sonrasında hem onun yabancı ulkelerde karsılasabılecegı sınır kapısı problemlerıii..hemde ve en önemlisi onun hayatı ile ilgili karsılasabılecegı saglık sorunları vb ..nedenler benı alıkoydu bu cok ıstedıgım fıkrımdenLL

Aaslında kendıme ıtıraf etmekte zorlanıyorum ama en buyuk korkum dogada vahsı hayatta karsılasabılecegımız herhangı bır tehdıt anında golgenın one atılmasından benım ıcın kendını feda etmesınden korkuyorum….bu satırları yazarken yıne koca cussesı ıle ayaklarımın uzerınde yatıyor ve yazdıklarımı hayallerımı anlarmıscasına yuuzume bakıyor en tatlı ıfadesı ıle…bır gunu onuda sızlere anlatacagım hemde gercekten uzun uzun…….

Ve artık somut adımlar atıyorum;mesela sımdı sızler ıle paylasacagım malzeme lıstemı yapıyorum yolda bana gereklı olabılecek hayatta kalmamı saglayabılecek en az esyaların ve gereksnınımlerın lıstesını yapıyorum;bu hayalı anlık olarak sızler ıle nasıl paylasacagımın çalışmalarını yapıyorum…evet ben uzaklara pedal basıp doga ıle uyumlu bır sekılde yoluma devam edıp hem kendımın hemde sızlerın hayallerını gerceklestırmek ıcın caba sarfedıcem ama bırde ekıbım olmalı burada istanbulda…işin en keyıflı kısmı burası zaten..okadar cok dost arkadaş bırıktırmısımkı kıme bahsetsem bır katkı yapmak ıstıyor….ılgılenıyoru deyım yerındeyse cırpınıyor bırseyler yapmak ıcın….

10 kısılık bır ekıp olusturuyorum sımdıden kafamda gorev tanımları bellı; akıl hocalarım ve sponsorluk ıslerını yurutecek değerlı dostlarımı belırlıyorum sımdıden calısmalara baslıyorlar…..her gun gunluklerımı sızınle paylasıcak dostlarımı secıyorum hemen calısmalara baslıyorlar burdakı ıletısım kanalları ıle ırtıbat kuracak dostlarım ıse benden heyecanlı bır sekılde ıse koyuldular bıle:=)

Yanı bır futbl takımı sayısındayız 11 kişi…hepsini ayrı ayrı sızler ıle paylasacagım hepsının hayatımdakı anlamlarını sıze anlatacagım….başka bır yazımda…
Son olarak bir gunun özetini yapıyorum sizlere;

05:45 kalk borsu eşliğinde yataktan fırlayıs glgenın tasmasını kapma ve en az 30 dakıka onunla komsa antremanıJ
06:30 hemen buz gıbı bır duş ve kendını sokaga atma…
07:30-17:00 arası işler gucler…..bu arada en sevdıgım dızı işler güçlerJ
17:22:00 arası yapılacak tum antremanlar golgenın ıslerı ….
22:00-02:00 hayallerın pesınde kımı zaman harıtada kımı zaman bılgısayar basında saatlerce ara vermeden calısmaJ

Goruyorsunuz ıste gunde en fazla 4 saat uyuyorum her zaman soguk hemde buz gıbı su ıle dus alıyorum az yemek yıyorum ozel hayatıma az zaman ayırıyorum …neden delimiyim ben? Hayır tabıkı bunlar ortak hayalımızde karsılasacagımız durumların bırebır aynısı…hepsi aslında bır antreman J
-40 derecede sıcak su ıle dus almak hayal den ote degıl bır cadırın ıcerısınde ıslak mendıllerım donmadıysa ve kendımı sagımı solumu sılebılırsem ne alaJ
-uyku desenız gunde rahat rahat uyuyabılecegım en fazla 3 saat gün hedefım var yayılıp tatıldeymıscesıne rahat davranamam.
-ozel hayat zaten seyahette mumkun degıl….

Bugunluk bu kadar sevgılı gunlukJ

14 Şubat 2013 Perşembe

Yolda beklenen olası tehlikeler..


Bu uzun ve yorucu yolculukta tabii ki beni bekleyen ciddi sıkıntılar ve tehlikeler de olacak aslında bu yolculuk esnasında beni zorlayacak yada zaman zaman canımdan bezdirecek tehlikeleri yaşayarak öğrenecek olsam da önceden yaptığım araştırmalar sonucunda öngördüğüm tehlikeli durumları sıralamak istiyorum;
Tabili özellikle iklim ve doğa şartlarına karşı mümkün olduğu kadar az tehlike yaşamak adına karşılaşacak olduğum tüm zorlu koşullara karşı özellikle fiziksel dayanıklılığımı max. Seviyeye çıkarma çabasındayım.

Karşılaşılabilecek sorunlar listesi;

-Çok uzun bir yolda sadece insan gücü ve bisiklet kullanılacağından trafik kazası riski büyük umarım kötü bir şey olmaz.
-Etap boyunca bazı rotalarda tehlikeli sınır geçişleri ve yolu kısaltmak adına çok tenha geçişler olduğundan soygun gasp vb..tehlikeler mevcut.özelikle bu konuda ciddi araştırmalar yapıyorum ve en tehlikeli bölgelerde tilki uykusunda uyumayı düşünüyorum.zaten yakın dövüş teknikleri konusunda bir sıkıntı yaşayacağımı sanmıyorumJ
-Konaklama sadece 5 mevsim çadırında olacağından zaman zaman doğadaki sevimli ama yaramaz börtü böcek ve sürüngen dostlarımız tarafından ziyaret edilmem ve ısırılmam yada sokulmam olası bunu n içinde sürekli rotamdaki en tehlikeli canlıların listesini çıkarıyorum ve onları tanımaya çalışıyorum ayrıca zehirli olanlara karşı en hızlı yanı verecek panzehirler ile ilgili ciddi araştırma içerisindeyim.
-Bir başka tehlike sınır kapılarında göz altına alınma tehlikesi, daha önce bu rotayı bu şekilde bisiklet ile geçen çılgın sayısı bir elin parmaklarını geçmediğinden mevcut rotadaki sınır kapılarında zaman zaman karantina altına alınmaya ve ne tür bir canlı olduğumu incelemelerine hazırım bu konuda elimden fazla bir şey gelmez umarım karantinaları kısa sürer.
-Aslında en büyük tehlike iklim şartları çok ciddi soğuk ve iklim şartlarında yol alacağım genelde kar ve buz altında devam edecek yolculuğumda yolda düşme çadır kurarken zorlanma ve ciddi donma tehlikeleri atlatamaya hazırım….bunlar mutlaka olacaktır ama önemli olan bu sıkıntıları en az hasarla atlatıp yola devam etmek olacak benim için.

-Bir başka tehlike doğadaki sevgili vahşi yaşam dostlarımız vahşi hayvanlar..herkesin en büyük korkusu bu olsa da ben çok fazla zorlanacağımı düşünmüyorum.sonuçta hem doğanın dengesine hemde onların doğanın gerçek sahipleri olduğuna inanan birisi olarak ben onlara son derece saygılı olup rahatsız etmeden yanlarına yanaşmayı deneyeceğim..ayrıca doğuştan geldiğine inandığım hayvanlar ile farklı bir iletişime sahibim…çok fazla örneğim ve yaşanmışlığım mevcut.

-Ve son ve büyük tehlike Grönland adasında yaşayabileceğim kar fırtınası ve kutup ayısı tehlikesi.Küresel ısınma konusunda en ciddi kanıtlara ulaşabileceğim bu ada da adanın en vahşi yerlerine kadar kendi can güvenliğimi alarak ulaşma hedefindeyim ben ayı dostların benimle ilgilenmeyeceğini umuyorum…
-Bir büyük risk de kaybolma….bu kadar uzun bir rotada yalnız pedal bastığınız zaman kaybolma tehlikesi ve riski her zaman mevcuttur.önemli olan böyle bir durumda paniklemeden olduğunuz yerde beklemeli ve sağlıklı düşünerek karar vermelisiniz.olası bir durumda bu şekilde davranabilmek adına mental olarak çalışmalarıma devam etmekteyim.

Tüm bu riskleri beklide yazamadığım çok ama çok daha fazlasını severek isteyerek göze alıyorum sonuçta amacım belli..bu işi doğa onun gerçek sahibi hayvanlar ve bizde sonraki insanlar biraz daha bilinçlenmesi bu konulara biraz daha fazla dikkat çekmek için yapıyorum,şimdi aklınıza bu adam delirmiş hiç mi ölümden korkmuyor sorusu gelebilir…hemen sizi fazla merakta bırakmadan bu sorunun yanıtını vermek istiyorum..

Her insanın bence hayatta idealleri vardır..kimi bunların peşinden gider ve onları yapmak uğruna elinden geleni yapar..kimide sadece hayal kurar…ben hem kendim hemde doğal eko sistem ve içinde yaşayanlar adına kendi hayalimin peşinden gidiyorum…bu uğurda beklide başıma gelebilecek herhangi bir sorun benim hayatımın son bulmasına bile yol açabilir…ama dediğim gibi amaç farkındalık yaratmak ise eğer belki bu uğurda bir kişinin hayatını kaybetmesi daha çok ses getirebilir düşüncesi her zaman benimle…ama tabiî ki amacım sağ salim dönmek ve orada gördüklerimi burada sizlere anlatıp örnek çalışmalar yapmak….

 Ve sözlerimi benim hayat felsefemi anlatan çok ama çok sevdiğim bir cümle ile tamamlamak istiyorum;  ^^yaptım diye pişman olsun tamam ama yapmadım diye pişman olmamalı hiçbir insan ^^

yaptım diye pişman olsun tamam ama yapmadım diye pişman olmamalı hiçbir insan

Bugun 14 subat 2013...

Calismalar planlar projeler son hiz devam ediyor..hergun yeni bir ekleme yapiyorum projeme..bu ekleme kimi zaman yolculuk icin bir ekipman kimi zaman bir tecrube kimi zamanda bu hayalin pesinde benim yanimda olan bana inanan dostlar arkadaslar....

Geçen zaman ile birlikte ihtiyaçlar artmaya başlıyor iki ana hedef için yla çıkıyor olacağım; öncelikle bu hedefler için pedal basıp karların üzerinde yatıp doğaya uyum sağlamaya çalışacağım.

Biliyorumki ben yollardayken hayatımdaki amacım uğruna ilerlerken burda tanıdığım tanımadığım bir çok insan beni merak edecek benden bşr kaç satır yazı bekleyecek..şimdiden sözümü veriyorum elimden geldiğince yolda zor koşullarda da olsam sizlere günlük olarak yazılarıma ulaştırmaya fotoğraf ve videolarımı sizlerle paylaşmaya çalışacağım.

Dediğim gibi bu zor ve tehlikeli bi seyahat olacak o nedenle her detayı olmasada zorluklarıda sizlerle paylaşacağım...

Şimdi biraz neler yaptığımı bu projeye nasıl hazırlandığımı kısaca anlatacağım...

Proje ekibimde hergün yeni katkılar yeni katılımlar kazanıyorum...kimi zaman muhtesem fikirler veren dostlarım kimi zaman işinden gücünden yorgun argın gemesine ragmen benim projem için saatlerce çalışan arkadaşlarım ....hepsi benim için çok özel ve değerli..bu bir ekip işi arkadaşlar ..ben sadece yola çıkan adam olacağım...ama arkamda kocaman gönülleri yürekleri ile çalışan insanlar olacak....Onlarıda size bir yazımda uzun uzun anlatıyor olacağım....tabiki bu seyahate çıkmadan onlara çok büyük birde süprizim olacak ....

Onlara kısada olsa bir teşekkür edip yazıma devam ediyoru....

Projemizin planlaması konusunda ekibimiz son sürat çalışmaya devam ediyor...Proje bir yazılı dosya haline geldikten sonra asıl zor süreçlerden bir tanesi olan Sponsorluk süreci başlayacak...zor ama bence keyifli bir süreç olacak...dediğim gibi benim ekibim okadar koca yürekli ve kalpli insanlardan oluşmaktaki hiçbir zorluk benim gözümü korkutamaya yetmiyor.

Ekibimiz proje ve diğer akıl fikir gerektiren işler ile uğraşırken bendenizde boş durmuyor ve araştırmalarıma devam ediyorum ...bu araştırmalarıda detayları ile ilerleyen günlerde sizler ile paylaşacağım...

Ama benim için belkide en çok hazrlanılması gereken durum çetin doğa koşulları ve bunun için yapılması gerekn fiziksel hazırlıklar...Şuanda tüm antreman sistemimi ve programımı değiştirmiş durumdayım...fiziksel sınırlarımı zorlayacagım antremanları hergun ardı ardına yapmaya devam ediyorum..zaman zaman vücud eror veriyor olsada beklediğimden daha dayanıklı olduğumu farkediyorum bu keyif verici...ayrıca bu zorlu yolculuk öncesinde doğada doğayla uyumlu yaşayan tecrübeli insanlar ile iletişim kurmaya onlarda ciddi tiyolar almaya çalışıyorum....Yurt içi ve yurt dışında çok sayıda kontak kurmuş durumdayım .mesela son ve benim için en özel olan kontaklardan bir tanesi çoğunuzun NTV ekralarından tanıdığı Serdar Kılıç ile kurmuş olduğum irtibat...Geçenlerde sevgili Serdar' a hayalimi projelerimi anlatan upuzun bir email gönderdim..sağolsun kendisi hemen emailimi okudu ve bana hemen yanıt döndü..beni cesaretlendiren uyaran notlar yazdı ve hatta okadar içten ve samimi bulduki şuanda çekimşlerde sürekli gezgin halde olmasına ragmen bir gün bir kamp yerinde benimle buluşmak ve bana tecrübelerini anlatıp benim fikirlerimi dinleyip bana yol göstermesi konusunda sözleştik..Teşekkürler doğaya saygılı insana saygılı adam gibi adam....

Ayrıca ben fiziksel olarak tam hazır ve dayanıklı hale gelebilmek adına sadece yüzme,bisiklet ,agırlık ,dayanıklılık antremanları değil birazda yüksek irtifa ve soguk hava da yaşam antremanlarına başlıyorum..Malum kış mevsiminin ülkemizde bitmesine sayılı günler kalmış durumda...

13 Şubat günü bu kış hazırlıklarını yapabilmek adına doğa sporları için vermiş olduğum kışlık çadır ve diğer dağcılık ekipmanları siparişlerim elime ulaştı çok mutlu oldum ...

Şimdi tabiki biliçsizce dağlara tepelere vurmayacağım kendimi..zaten öncesinde hem dağcılık hemde kampçılık kurslarına katılmış teorik ve pratik olarak bu eğitimleri almıştım..sonrasında zaman zaman uygulama olarak zorluk derecesi düşük tırmanışlar yapmış çok sayıda kampa katılmıştım ..ama yined ebukadar ciddi ve zorluk derecesi yüksek bir projeye hazırlanırken bilgilerimi tazelemeli teorik ve pratik olarak tam anlamıyla hazır hale gelmeliyidim...işte bu nedenle yeniden temel dağcılık eğitimi için kursa yazıldım ve yurt içindeki antreman programımı ve rotamı belirledim..özellikle hafta sonları Atlas dergisinden edindiğim Türkiyenin Kış Rotaları rehberimden de faydalaranak 2 -3 günlük kısa süreli kamplar yapacağım..soğuk iklimlerde ciddi süreli pedal basıp sırtımda ağırlıklarım ile uzun kar yürüyüşleri yapıp doğada kendi 5 mevsim çadırımda konaklayıp bu seyahatim şartlarına alıştırmaya çalışacağım...

Bunları yazarken bile bukadar heyecanlanan ben kimbilir gerçek macerada ne hale geleceğim..bunu kendim bile bilemiyorum:)

Ayrıca bu hazırlık döneminde gerek yazılarımı gerekse görsel olarak bu hazırlıkları görmenizi sağlayacak resim ve videolarımı sizlerle paylaşıyor olacağım..bana şans dileyin:)

Ve son olarak benim hayatta en çok sevdiğim sözşlerden birisi ile bu yazıma noktayı koymak istiyorum..

''Yaptım diye pişman olsun tamam ama yapmadım diye pişman olmamalı hiçbir insan.''






Bugün 14 Şubat 2013 Perşembe …bir çoğumuz için bugünün anlamı sevgililer günü olması yada özel bir gün yada bir kısmımızın kendisinin sevdiklerini doğum günü..

Benim içinse korkulası bir gündür her yılbaşı her sevgililer gününde korktuğum gibi 2013 ünde sevgililer gününde korkuyorum ….

Şimdi size neden bugünden korktuğumu kısa anlatmak istiyorum bu hikayede ad gece DOST isimli karakterim sadece hayal ürünü olmasına rağmen bir çok hayvanın kaderini bize yansıtan bir hikaye kahramanıdır.

14 Şubat'a çok az kalmış ve genç adam sevgilisine bir hediye almak onu şaşırtmak için uzun uzun düşüncelere dalmıştır…..Zaten son dönemde aralarında yasadıkları gerginlikleride göz önünde bulundurduğunda mutlaka kız arkadaşını sevgilisini şaşırtacak bir şey almalı ve hem aradaki buzları eritmeli hemde onu çok mutlu etmelidir……

Uzun uzun düşünür….alışveriş merkezine gider ve tüm vitrinleri gezmeye başlar…önce giyim kuşam için alternatifleri mağazaları dolaşır ama hepsi sıradandır..zaten yılbaşında yeni bu hediyeleri aldığından bundan vazgecer..sonra mücevher diye düşünür ama onunda çok sıradan olduğuna karar verir elektronik…çanta….parfümeri derken karamsarlığa düşer ve bir gün sonra etrafının da fikrini almak ve daha doğru bir seçim yapmak üzere alışveriş merkezinden ayrılmaya karar verir….yürüyn merdiven ile alısveriş merkezinin otoparkına doğru ilerlerken birde sağ tarafında PET SHOP adı verilen canlı hayvan özür dilerim CAN satılan bir mağaza görür….hemen yolunu çevirir ve mağazaya doğru yönelir….o anda aklına muhteşem bir fikir gelmiştir..zaten vitrinde eşya gibi sergilene kedi ve köpek yavruları o kadar tatlıdır ki bir anda hangisini seçeceğine alacağına karar vermeye çalışır…her yavru kendine ilgi gösteren kendine yaklaşan bir insan gödüğünde parçalar kendini o insana dokunmak koklamak onun kokusunu almak için …ne benciliz ki bizler bu yavruların o hareketlerini ‘’ bak kendini bana beğendirmeye çalışıyor ‘’ diye algılar kendimizi kandırır dururuz!!! Ama işin aslı böyle değildir….anne sütünü neredeyse tatmadan kardeşleri ile oyunlar oynamayıp sosyalleşmeden acımasızca insan denen vahşi apara avcıları tarafından annesinden kardeşlerinden erkenden ayırılan bu yavru kendisine yaklaşan her insan vücudunda onların kokusunu aramaktadır ondan camdan cama vurur kendisini ,ondandır yavrunun heyecandan sevimli hareketler yapması…..

Sonra genç adam karar verir ve kendisine en çok oyun yapan en sevimli gelen yavruyu almak istiyorum der…satınlan ve alınan bir candır aslında..ne acı ki pazarlık yapılır  yavru kafesinden özür dilerim hapishanesinden çıkarılır ve pudralanıp taranır bir güzel parfümlenir bir box ın içinde bir kurdele ile sevgiliye sunulmak üzere hazırdır artık…

Hikayemizin asıl kısmı burada başlamaktadır…..

İlk gece ağlamalar inlemeler ile geçiren yavru büyük olasılık ile box ının içinde sessiz ıssız bir odada yapayalnız zaman geçirir..sonra büyük gün gelip çattığı zaman kız ve çocuk buluşurlar…kız hafif meraklı gözler ile çocuğun elindeki büyük kutu şeklindeki hediye paketine bakarken önce çok anlam veremez sonra çocuk afer kazanmış bir komutan edası ile kıza hediyesini uzatır tam o sırada bir havlama sesi gelir…kız hemen heyecanla kutuyu acar ve bir bakar ki karşısında dünya tatlısı bir köpek yavrusu duruyordur…ona bayılır sevgilisini defalarca öper dost u kafesinden çıkarır öper koklar ve o gün Dost da dahil olmak üzere herkes çok mutludur…aslında en mutlu olanları Dost dur…yeniden bir ailesi olmuş ona seven sarılan open koklayan yemek veren su veren barınma ihtiyacını karşılayan sürüsüne kavuşmuştur sonunda..aslında bilmiyordur bizim ufaklık gerçek sonun başlangıcıdır o gün……

Aradan 3-5 gün geçer ilk günlerde ne kız ne de sevgilisi hayvan bakmanın sorumluluğu konusunda  bilgi sahibi olmadıklarından, Dost ‘u serbest bırakırlar evin içerisinde bu yaramaz yavru evin her köşesini keşfetmeye çalışırken tabiî ki zaman zaman gelen tuvaletini olduğu yere bırakıverir…ilk başlarda çok rahatsız olmaz çocuk ve kız çünkü Dost öyle tatlı öyle sevimlidir ki bu sorun onlar için çok da önemli değildir…ama unuttukları önemli bir şey vardır Dost bir sürü hayvanıdır ve sürüsünden öğrenmesi gereken davranışlar vardır…bu tuvalet alışkanlığından oynaması gereken oyunlara,dişlerini hangi sertlik ile kullanması gerektiğinden ne zaman uyuması gerektiğine kadar uzayıp giden bir listeden ibarettir aslında….

Sevimli yavrumuz Dost doğası gereği her uykudan uyandıktan sonra, her oyun oynadıktan sonra ,her heyecanlandığında ve her öğününden sonra mutlaka tuvaletini yapacaktır….kopekler doğaları gereği bebeklik dönemlerinde tutamazlar tuvaletlerini ve onların sürü liderleri olan insanların onlara bu konuda yol göstermesini eğitim vermesini beklerler….

Sonra işler birden değişmeye başlar… Dost yine çok tatlıdır yine çok sevimlidir ama artık bu tuvalet işi kızın canını sıkmaya başlar…butun gün işte çalışan yorulan kız eve geldiğinde her yerde tuvalet izleri görür ve artık kendi kendine söylenmeye başlar….çocuk zaten çok yoğundur ve işten yorgun argın geç geliyordur oda bu durumdan son derece rahatsız oluyordur ve en sonunda 14 Şubat sevgililer gününde kız arkadaşına aldığı hediye olan can onlar için bir sorun haline gelmeye başlamıştır…birde Dost un yavaş yavaş büyümesi daha çok oyun oynamak istemesi daha çok ilgi istemesi bunun içinde evde türlü türlü yaramazlıklar yapmaya başlaması olayı iyice içinden çıkılmaz hale getirmektedir….çiftimiz uzun uzun oturup düşünür ne yapsak bu sevimli yavruyu diye…

Dost olan bitenden habersiz sadece ailesine sürüsüne nasıl daha çok yaranırım beni nasıl daha çok severler diye taklalar atıyordur halbuki….

Ve bir sabah yine ev halkı yani Dost un sürüsü uyanmıştır….ama sevimli yavrumuz için yolunda gitmeyen bir şeyler vardır…uzun zamandır görmediği köpek box ı ortaya çıkmıştır ve sahipleri onu zorla bu kutunun içine sokmaya çalışmaktadır, önceleri anlam veremez bu zorlamaya ama sonuçta zorlayanlar onun ailesi sürü liderleridir çok fazla direnmeden girer kutunun içerisine ve onun için aslında başlamıştır sonun başlangıcı….

Kısa bir araba yolculuğundan sonra burnuna çok sayıda farklı köpek kokusu geldiğini fark eder önceleri bir anlam veremez anlamaya çalışır uzun uzun koklar etrafı…ama bir sorun vardır buradaki köpek havlamalarının hepsi çok acıklıdır hatta havlamadan çok  inlemeye benzer sesler gelmektedir … Dost tedirgin olmuştur oda inlemeye ağlamaya başlar sahiplerine ailesine sesini duyurmaya çalışır ama her seferinde başarısız olur….çocuk kısa bir konuşmanı ardından arkasına bile bakmadan uzaklaşır dost un kafesinin yanından…..

Dost artık korkudan titremektedir bir anda kafesin içerisine uzana bir el ensesinden tutar kavrar ve kutunun dışına çıkarır dostu..ama bu tanıdık bir el ve koku değildir….ne olduğunu çözememektedir…sıcak sımsıcak yuvasından çıkmış yüzlerce aç susuz sıska cılız köpeğin olduğu bir yere gelmiştir…buz gibi bir odaya terke edilir…. Dost anlayamıyordur ne olduğunu sadece ağlıyor bağırıyor haykırıyordur…sonra saatler günleri kovlar aç sevgisiz soğuk geceler Dost u çok zorlar ama aslında onun canının en çok yakan sevgisizlik ve ailesinden uzakta olmaktır….

 7. günün sonunda Dost acı gerçeği kabullenmek zorunda kalmıştır…..sevgilisine sevgililer gününde bir CAN satın alan sahibi onu aldığı yere değil ama başka bir yere iade etmiştir…….TERKEDİLMİŞTİR…bu acık ile ne kadar yaşayabileceği konusunda çok fazla fikri yoktur..önce anne baba ve kardeşlerinden şimdi de sevdiği sürüsü kabul ettiği ailesinden ayrılmıştır……onun için hayatın tek anlamı ayrılık korkusu halini alır…..geçen günlerde sağlığı iyice bozulur zayıf düşmüştür ve en önemlisi artık yaşama tutunacağı onu hayata bağlayan bir ailesi yoktur….

Her gecen gun daha sağlıksız daha ac daha susuz daha sevgisiz devam eder Dost için….Barınak adı verilen ama bir işkence hücresinden farksız olan bu yerde her gün daha acımasız şartlar oluşmaktadır..hava zaten çok soğuktur yağmur yağdığında sırılsıklam olan Dost ve arkadaşları alcık ve hastalık ile savaşamaya çalışsalar da bu savaşı kazanma şanslarının olmadığını hepsi biliyorlardır…

Ve en sonunda büyük gün gelir çatar…. Dost zor geçen bir gecenin sabahında gözlerini yeniden açar yeni güne…önüne konan küflenmiş ekmekten oluşan sabah kahvaltısına dokunmaz ve kafasını umutsuzca beton zeminin üzerine koyar uzak diyarlara doğru hayalleri ile yolculuk yapmaya başlar….

Hatırlayabildiği kadarı ile önce ailesini annesini kardeşlerini düşünür gözlerinde ıslaklık olur….ama sonra ona en çok koyan kısım aklına gelir bir 14 subat günü cam bir kafesin içinden onu kurtaran o genç adamı hatırlar yani sürüsünün liderini…sonra çocuğun sevgilisini düşünür ……yani onu kucaklayan öpen koklayan kızı…..gözlerinden damla damla yaşlar akar Dost un…..o terk edildiğini bilmemektedir onun bu gözyaşları kızgınlıktan değil sürüsüne bir şey olduğunu düşündüğündendir…..ve Dost daha fazla hayatta kalmanın bir anlamı olmadığına karar verir ….ailesi sürüsü yoktur …birkaç gün yemek yemeden su içmende geçen günün ardından ……bir sabah barınak dene işkence merkezinin görevli personeli dostun hapishanesinde belirdiğinde dostun cansız bedenini görür….o görevli için bu alışılagelmiş bir görüntüdür… Dost u arka bacaklarından tutar sallayıp çöp kovasına atar….

Bir camekan kafeste şekillene Dost un hayatı beton bir zeminde sonlanmıştır..hikayenin diğer kahramanları kız ve çocuğu merakmı ettiniz?

Şimdi her iki sininde farklı sevgilileri var….çocuk yine yaklasan sevgililer gününde aynı hediyeyi almayı düşünüyor….Kız yeni sevgilisine acaba yavru bir köpek mi satın alsak aşkım diyip duruyor….

İşkence evi olan BARINAK adlı yerimi merak ediyorsunuz? Oda aynen faaliyetlerine devam ediyor her gecen gün hayvanlar için daha zor olan sartlarda …..

Bu hikayede okuduğumuz Dost ve ailesi her birimizin çevresinde olan yaşayan insanlar…işte bu nedenledir benim 14 Şubat'dan korkum….

Umarım anlatabilmişimdir sizlere….

Bu yolculuğa çıkarken tüm bu zorlukları göze alırken hep Dost ve adı farklı onlarca can geldi aklıma..hem eko sistemi bozan hem doğayı kirleten hem hayvanların yasama, özgür olma hakkını elinden alan ve onları değersiz bir eşya gibi satan insana tepki vermekti amacım….bir fark belki farkındalık yaratmak uğruna tüm bu çabam gayretim..

Ben tabiî ki tek başıma tüm hayvanları kurtaramam yada tek başıma tabiî ki küresel ısınmanın etkilerini azaltamam ……ama yerimde durup oturup bu vahşet tablosuna doğanın canlıların eko sistemin katledilmesine tanık olmak yerine hareket etmeyi harekete geçmeyi seçtim kendime…..

Tüm doğayı şehirleştirdiğimiz modernleşme uğruna doğanın tü dengesini alt üst ettiğimiz bu dönemde bizimde ülkemizde bu eko sistem için bir şeyler yapıldığını ,yapılabileceğini göstermek benim derdim….

Her ne sartlar ile olursa olsun rotam üzerindeki canlılar için yapılan DOĞAL YAŞAM alanlarını görüp gözlemleyip bir örneğinin burada yapılması için gece gündüz çalışıcam..

Dost ve onunla aynı kaderi paylaşan nice dünya tatlısı canlının bir eşya bir mal gibi alınıp satılmasını önlemek için sonuna kadar mücadele edicem…bu kendime en büyük sözüm…




6 Şubat 2013 Çarşamba

Canım oğlum Gölge..bebeklik hali tabi.;)


Doğada hayatta kalma rehberim...


Doğal denge bozuluyor!!!


Yok ediyoruz dünyamızı....ses cıkarmıyoruz...suçluyuz ama kaçıyoruz...

Sene 2006-2007 yavas yavas hepimizin dilinde dolasmaya baslayan yeni yabancı ama cok tehlıkelı bır telaffuz var KURESEL ISINMA....

İlk baslarda anlamıyoruz sadece populer bır kelıme oluyor kuresel ısınma....hepımız soyleyıp duruyoruz ısınıyoruz kuresel ısınma....hangı ıklımde ne olsa ona baglıyoruz hep aynı cumle KURESEL ISINMA..ama sadece genel bır tabırden oteye gecmıyor kuresel ısınma denen illetin anlamı bir çoğumuz için....

Dedimya işte ben dogaya aşığım o benım vazgecılmez sevgilim ve onunla mucadele etmek onun sagladıgı nımetlerden faydalanmak pahabıcılemez bır duygu benım ıcın...bırbırını cok seven ama sureklı kavga eden ıkı sevgılı gıbıyız bırbırımızı cok sevıyoruz ama sonsuz mucadele ıcerısındeyız....ama bırdne bu kuresel ısınma ve onun amansız etkılerı cıkıyor ortaya..o doğaki bize tum yasama alnlarını saglayan yazın yuzduugumuz plajlarında kumsalarında sefa surdugumuz ılkbharda actırdgı cıceklerı ıle eşssiz bir tablo halıne gelen sonbaharda ayrı bir güzelliğe burunen...kısın zorlu sartlarına ragmen vazgecılmez zamanları bızlere yasatan doga...

O doğaki...tum besınlerımızın kaynagı olan doga.....nefes almamızı saglayan...hastalıklarımızı ıyılestıren......kısacası yasam merkezımız olan doga...

Ne oluyor bu kuresel ısınma nedır dıye durup dusunuyorum...sonra karamsarlıga kapılıyorum ve daha derın arastırma yapmaya calısıyorum....cıkan tablo korkunc...urkutucu ve dusndurucu...tabı bunlar sadece benım kısısel cabalarım ıle ulasabıldıklerım asıl buz dagının gorunmeyen yuzunu dusunmekti beni ürküten...

Neydi bu kuresel ısınma nasıl etkılıyecektı dunyayı bırkac kucuk baslıkla hatırlatmak ısterım size;
    
Şubat 2007 tarihli BM Raporu

Konu ile ilgili Birleşmiş Milletler raporu, Fransa'nın başkenti Paris'te açıklanmıştır.[8] Raporda küresel sıcaklık artışının olası etkileri aşağıdaki biçimde özetlenmektedir.
  • +2 derece: Su sıkıntısı başlayacak
Kuzey Amerika'da kum fırtınaları tarımı yok edecek. Deniz seviyeleri yükselecek. Peru'da 10 milyon kişi su sıkıntısı çekecek. Mercan kayalıkları yok olacak. Gezegendeki canlı türlerinin yüzde 30'u yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak.
  • + 5 derece: Denizler 5 m. yükselecek
Deniz seviyesi ortalaması 70 metre olacak. Dünyanın yiyecek stokları tükenecek.
  • + 6 derece: Göçler başlayacak
Yüz milyonlarca insan uygun iklim koşullarında yaşamak umuduyla göç yollarına düşecek.

Sadece yukarıda kı bır kac maddeyı dıkkatlıce okumanız bıle ne denlı buyuk bır tehlıke ıle karsı karsıya oldugumuzun bır kanıtıydı aslında...

Sonra oturdum ve arastırmaya devam ettım ne yapabılırdık bu beladan uzak durmak ıcın..dedımya ben elımden geldıgınce korumalıydım sevgılımı dogayı denızlerı kusları kopeklerı tum canlıları...ben insan diye adlandırılan doganın parcası olan bir hayvandan başksı değildim ve onu korumak benım en onemlı gorevlerımden bırı olmalıydı...ama bırey olarak yapabıleceklerım sınırlıydı....once agac dıkme konusunda bırseyler yapmak ıstedım dogaya yenı fıdanlar cocuklar kazandırmak ıcın caba sarfettım ,sonra gerı donusum adına bırseyler yapmak cın calısmalar yaptım ampullerı degıstirdim birilerine bunu anlatmaya çalıştım daha az araba kullanıp ulasımda kas gucunu on plana cıkarmaya calıstım ama tum bunlar bıresyel calısmalardı ve koca denıze bır bardak su eklemeye benzıyordu baska bırseyler yapmalıydım ama bır turlu elımden bır sey gelmıyordu...buda benım en buyuk bahanemdi...Elimden bırsey gelmıyor...koca bır yalandan tembelık ıfadesınden baska bırsey değildi...öğretilmiş hayatımda paramı kazanıyor hayat tandrtlarımı dusurmenden yasamaya devam edıyordum...evet dedıgım bıreysel onlemlerı alıyordum cevremı bılınclendırmeye calısıyordum ama daha fazlasını rahatlık ıle apabılecekken sevgilimi aldatıyor ve elımden baska bır sey gelmıyor dıyordum...

Bu hayalin peşinden kosturmaya basladıgımda bır anda bır ısk yanıd kafamda aynen cızgı fılmlerde oldgu gıbı bır ampul resmı canlandı .....

Bırseyler yapabılırdım doga ıcın ılgı cekebılırdım....en azından konusaraka ınsanlara tek tek anlatmaın ımkansız oldugu bu durumu yaptıgım degısık bır davranıs eylem ıle cok daha buyuk kıtlelere anlatabılırdım...o nedenle bu hayalın en oenmlı temel taslarından bır tanesı oldu bu Kuresel belaya dikkat cekmek...

Pekı nasıl olacatı bu dikkat cekme neydı planım;hemen anlatıyorum....

Keşfedilmiş kıtalara gıtmek oraları gorek orayı yenıden kesfetmek anlamna gelmıyordu,daha once bır cok ınsan benım gıbı bu illete dıkkat cekmek ıcın cesıtlı eylemler yapmıs sosyal sorumluluk projelerınde yer almıs ve benım ıcın sayısız ve guzel ornek olusturmustu...onlardan faydalanmalı ve onların yolunda ılerlemelıydım bende...

Ne yapabılırdım oturdum ve dusundum kendımı ıstanbulun koprulerınden bırıne zıncırleyebılır bagırıp cagırabılırdım...ama bu eylem kısa surer ve hemen gozaltına alınırdım ses getıremezdım...sonra dernekler ıle ortak calısmalar yapabılır ve onların faaalıyetlerınde yer alabılırdım...bu bır secenektı ama daha fazlası olmalıydı...

Durdum dusundu orneklerı ınceledım dunyada ve guzel ulkemde yuzlerce insan irili ufaklı guruplar halınde bu illete dikkat cekmek ve fark yaratmak ıcın en dogru yol olan insan gucu ile ulaşıma dikat cekmek adına BİSİKLET ile protesto gezileri yapmışlar ve gercekten ses getırmıslerdı...

Benımde en ıyı yapacagım sey buydu.....işte bu nedenle bu hayalın pesınden kosarken bu hayalı benı takıp eden herkes ıle yasamya hazırlanırken hayallere ulasım aracı olarak ıkı tekerleklı doga dostu bu ulaşım aracını seçtim....bisikletimle heryere gidecek ....dogaya bıraktıgımız o zehirli egsoz gazını kullanmayacak ve bu sekılde hem dogaya olan saygımı gosterecek hemde en uzak yerelere bısıkletım ıle ulasıp insanarın kalabalık kitlelerin dikkatini cekecektim....

Ayrıca bu hayallerin rotasında mumkun oldukca bu kuresel ısınmanın etkılerının en fazla goruldugu yerler olacaktı rotamda...bılıyorum okudugunuz zaman cılgınlık delilikten öte değil bu hayal...ama dusunsenıze ne olabılırdıkı en kotusu....eksı 50 derecede donarak olmek ve dogaya karısmak:) kımbılır belkıde en cok boyle dıkkat ceker bu kuresel ısınma denen ılletın zararlarını ck daha buyuk kıtlelere daha ıyı anlatabılırdı benden sonra kalanlar...bunuda dusundum:)

Evet bu hayal yolculugunun ıkıncı ve onemlı temel tası buydu benım ıcın...  yıllarca en yakın yerlere bıle arabayla gıden ben hem kendım adına dogadan kocaman bır ozur dıleyecek hemde ınsanların ılgısını cekmeye calısacaktım..

Dediğim gibi rotamda mumkun oldugu gucumun kuvvetımın yettıgı yere kadar kuresel ısınmanın etkılerının en cok goruldugu gozlemlendıgı yerlerı gormeye calısıcam..bu illetin doğal hayatı içerisindeki canlıları tabiatı herseyi nasıl sinsi sinsi kemirdiğini gözler önüne sermeye çalışacağım....

Ve sizleri yani bu satırları okuyanları harekete geçirmek aslında en buyuk hedefim....

5 Şubat 2013 Salı

Neden yapıyorum bu cılgınlıgı....2010 yılı bir spor merkezi ve konuşma yapıyorum....devamı yazının içerisinde

Şimdi yavaş yavaş günümüze ve yapmak istediklerimize gelelim istiyorum;

Hayatımda amaçlarım hedeflerim ideallerim hiç bir zaman bitmedi,mutlaka adrenalin salgılamam gerekirmişçesine hep bir aksiyonun içinde buldum kendimi,kimi zaman dalgalı denizler kimi zaman tehlikeli geçitler oldu filmin senaryosunun geçtiği yerler.

Ama bu sefer hayatımın macerasına kalkışıyorum.....daha paylaşmadım kimseler ile bu maceramı ....biliyorum etrafında hep deli dolu çılgın kabına sığmaz olarak adlandırırlar beni....ama bu zamanda bu şartlar altında benim çılgınlığımın sınırlarını en iyi bilen adam Babam bile bunu tahmin etmez diye düşünüyorum.

Çok az insan ile paylaştım bu hayalimi...ama sonra sesimi duyurabildiğim herkesi dahil edicem bu projeme hayalime avazım çıktığı kadar bağırıcam herkes sesimi duysun arkadaşlarım,ailem,onların arkadaşları onların aileleri.....sesim ulaşsın gidebildiği en ücra noktaya duysunlar beni istiyorum.....

1 subat itibari ile başladım çalışmalara...şimdilik kısaca anlatıcam neler yapacagımı neyin hayalini kurdugumu ve neyin peşinden koştuğumu...

Özgürlük ve ait olmama duygusu çocukluğumdan beri benim en baskın duygum oldu...Doğaya ve tabiata herzaman sonsuz saygım ve sevgim oldu benim gecen yıllarda bu saygı ve sevgi git gide çoğaldı..

Ama bende bu doğanın bir parçasıydım ve yaratılş itibari ile güçlü kuvvetli parçalardan bir tanesiydim...

Ama birçoğumuz gibi öğretilen hayatı yaşmak zorunda bıraklıyordum,her fırsatımda baş kaldırsamda karşı çıksamda tam öğretilen gibi olmasada kalıpların çerisinde yaşamaya mecbur kalıyordum...bu beni boğuyor nefes alamaz hale getriyordu.

Neymiydi öğretilmiş olan hayat; her Pazartesi günü sendrom adı verilen kabus ile haftaya başlamak.sonrasında gelen salı gününde Ptesinin yogunlugu ile yaşamak,Çarşamba nedennini bilemediğim ama daha huzurlu geçen saatler sonrasında Perşembe ve umutla beklenen Cuma nın gelmesini hayal etmek Cuma ...Ctesi....Pazar ve sonrasında aynı kısır döngü.....

Hep bir kosturma gec kalmama çabası işe geç kalmama...eve geç kalmama....randevuya gec kalmama...aman toplantı saatım kactı telası...butun bunlara zamanında yetişmeye çalışırken aslında kaçırdığımız ve randevusuna asla yetişemediğimiz çok önemli bir sevgilimiz vardı herbirimizin...HAYATIMIZ.....!

Tüm bu kosusturmalardan mücadelelerden unutuyorduk hayatlarımızı yasamayı....İşte ben bunun hep farkındaydım ama 33 yasında buna DURRRR!!! diyebildim..

Ben parçası oldugum doga ıle etkılesımde olmak onun parcası gbı davranmak ıstıyorumdum..sırf bunun ıcın sehrın bu gurultulu kalabalık metropolunden uzaklasıp azda olsa kendıme aıt bır bahcem cıceklerım evıme sureklı gırıp cıkan daevtsiz solucanlarım boceklerım olsun dye sehrın dıs bolgelerınde sectim yerleşim yerimi hergun 120-150 km yol yapmak bıle bu ugurdan benı vazgecıremıyordu...etrafımdakı catlak seslere inat..

Yıne daldım gıttım uzun uzun yazdım ama sımdı sızı konudan uzaklastırmak istemiyorum bılıyorum ben bunları anlatmaya baslayınca uzar gider....

2014 yılında bu aylarda yollarda doga ıle uyum ıcınde ama mucadele halinde olacağım ,,,,,nemi yapıyorum nasıl bir mücadele ve uyum bu? bunları sorarken duyuyorum sanki sizleri...

Gidemeynler göremeyenler için belki çok isteyip kendine imkan yaratamayanlar için, aslında butun sartları uygun olmasına ragmen öğretilmiş hayatlarını terk edemeyenler için, en önemlisi doğa ile mücadele edemeyecek ama aslında ona bizlerden cok daha sevecen yaklaşan ama şartları gereği fiziksel güçleri buna uygun olmayanlar için( engelli demiyorum ve bu cumleden hiç hoslanmıyorum. ) ve belki sayamadığım milyonlarca değişik insan için ,köpeklerim için kediler için tüm doğa canlıları için ve tabiki kendim için çıkıyorum yollara....

2010 yılında bir spor salonunda bir konuda seminer tarzı kucuk bır toplantıda sağolsunlar bana azda olsa konusma sansı vermişlerdi...150-200 kişilik bir kalabalık karşısında yine tüm karizmam ile en iyi yaptıgım işlerden biri olan hitabet sanatını sergiliyordum rahattım,biraz havalı biraz gurulu..anlatıp duruyordum ...denizlerden okyanuslardan hayalerımden bahsedıyordum....hersey yolunda ve keyıflı gıdıyordu ...bana bakan meraklı kımı zaman hayran gozler ıle temas kuruyor enerjılerını hıssedıyor ve mutlu oluyordum..anlattıklarım aslında spor ıle ılgılı antreman teknıklerı ıle ılgılı konulardan ıbaret olmalıydı ama nasıl olduysa konu bır anda doğaya ait olmama duygusuna dünyayı dünya gözü ile görmeye geldi...benden önceki konusmacılar sırasında cıkan homurtular durmustu.....

Bu dediğim enerji ve sinerji yaklasık 20-25 dakıka kadar surmustu..taakiii.......konusmam bıtıp alkışları tebrıklerı duymayı beklerken bır yudum su aldım nefeslendim ve tesekkkur edıp yerıme gecmeyı kurguladım...o sırada en ön sıradan gozluklu 30 lu yaslarda bır el havalandı bılmıyordumki aslında o havaya kalkan el benım suratıma şlakk diye patlayacak olan tokadın  bir habercisiydi..

Bu merakla kalkan elın sahibine dogru bende vucud dılımı kullanarak ısaretımı yaptım ve kendısını dınledıgımı belli ettim ...ayaga kalkmadan yerınde bırazda aygın bır vazıyette soru soruyordu...aslında bu yayvan oturus benım ılk basta cok hosuma gitmemişti ve ne yalan soylıyım bırazda kızmıstım....

Ama sonra o tokattan farksız soru geldı....'' Anlattıklarınız ,sporun hayatımızdakı onemı degerı bızlerı nasıl ozgurlestırdıgı hepsını dınlemek cok ama cok keyifli...peki şimdi size sormak istiyorum....ben bu spor salonunda üzerimi değiştirmek için buraya ulaşımda yuruyen merdıvenlerı cıkmak için bile hergun sızın bahsettıgınız dogadakı tum o zorlu yolları aşmakta kullanacagınız enerjıden daha fazlasını harcarken nasıl olurda sizin bahsettiğiniz bu hayallere ortak olabılırım?......şaşırmıştım aslında anlam verememiştim....sonra devam etti.....ben utandım....önce kendimden snra benım gıbı olan herkesden.....yutkundum ve tesekkur edıp kısa geçiştirmeli bir cvp ile indim konusma sahnesinden...

Bu soryu bana soran dogustan yurume engelli olan ve dunyaya busekılde gelmiş olan genc bir adamdı...gercekten alısverıs merkezının .1. katında olan spor salonuna gelmek oraya ulasmak spor kıyafetlerını gıymek ve spora baslamak onun ıcın baslı baslına bır mucadeleydı...zaten tum bunları yaparken harcadıgı efor spor sırasındakınden cok ama cok daha fazlaydı ve haklıydı...tamam anlatıyordum soyluyordum hayalllerı kusursuz makına olan insan vucudunun sınırlarını boburlene boburlene anlatıyordumm...ıstersek hepımızın sadece vucudumuzdakı kasları kullanarak tum dunyayı gezebılecegını gorebılecegını ve ıskelet ve kas sıstemımızın her turlu zorlugun ustesınden gelebılecegını soyleyıp duruyordum....

ama bu hayallerı kurarken bunları alatırken onları hıc dusunmemıstım...cok ıstesede yapamaycakları bazı hayaller olabılırdı ama dedıgı gıbı....yapamasalarda onlara bunları yapılabılır oldugunu kanıtlamak gerekmezmıydı...

Şimdibunu neden anlattıgımı merak edyor olabılırsınız.....bu yolculuga cıkarken 5 temel hedef ugrunda yol alıyor olacagım bunlardan bır tanesı....bu....

Gidemeyenler gitme imkanı olmayanlar için pedalları cevırecegım her gecılen kılometre onlarıda benıde hayallerın gercek olabılecegı duygusuna yaklastıracak....goremeyenler ıcın tum yolculugumu ses ıle kayıt altına alacagım....her durakda basıma neler geldıgını anlatacagım ses kayıtcıhazıma.....pekı ya duyamayanlar ne yapacak ne olursa olsun kafama seleme sagıma soluma nereye olursa olsun bır suru teknoljık alet yerlestırecegım yolumun her Km sını her dakıkasını kaydetmeye calısacagım....öğretilmişliklri yaşadığımız hayatımızda yıne öğretilmişlikleri gören bizlere değişik olanı gostereceğim...yıllardır belgesel kanallarında studyo sartlarında cekilen görüntülerin aksine amator içten samimi ve gerçek olanı gosterecegım...ve ulaşamayanlar gidemeyenler için yapacagım bunu.....yıllar önce Sadun BORO üstadın uzak denizlerde okyanuslarda yaptıgı yolculukları basından gecenlerı zorlukları keyıflerı tanıdıg degısk ınsanları kulturlerı anlattıgı kıtaplarını okurken bende onların teknesınde mısafır olurdum sankı gozlerım acık hayal gorurdum resmen...sanırsınızki o teknede bende vardım onlar ıle fırtınalarda bende ıslanır uykusuz gecelerınde onlara eslık eder tekne karaya yanasırken onlara yardım ederdım...bende ortak edıcem gıdemeyenlerı bu macerama beraber pedallara asılacagız toz duman ıcınde zaman zaman arabaların arasında bazen dagların eşiğinde deniz kenerlarında buzların arasında belkıde...hergunu beraber yasayacagız ve ogun o toplantıda gozumun ıcıne bakıp bana kıbar bir dille '' madem gucun kuvvetın hayallerın var yap gerceklestır ve goremedıklerımızı bızede goster '' dıyen dogru sesi dinlemiş ve borcumu odemiş olacagım....bu yolculgun ve hayalin önemli sebeplerinden bir tanesi bu benim için..